
Ölüm yıldönümümde benim için özel hiçbir şey yapılmayacak. Tüm şehitlerimiz gibi 30 Mart-17 Nisan'da bir sıra neferi gibi anılmak benim en büyük onurumdur. Beni ben yapan bu örgüttür, şehitlerimizdir.
Bir yıl oldu Dayımızı kaybedeli. Önderimiz, yoldaşımız, komutanımız fiziki olarak aramızdan ayrılalı bir yıl oldu. 11 Ağustos 2009, onun şehit düşmesinin birinci yıldönümü. Fakat şehit düşmesinin yıldönümünde, yaygın ve kapsamlı anmalar düzenlenmeyecek. Çünkü bu onun isteği.

Bu sözleri de hiç kuşku yok ki, her Cepheli için, tüm devrimciler için bir ders niteliğinde. O halâ öğretmeye devam ediyor bize. Şehit düşmesinden önceki son 6 gününe kadar hep öğretmeye devam ettiği gibi.
O bir önderdi. Her gerçek önder gibi, sıra neferi olmasını bilendi.
1984 Ölüm Orucu, bir sıra neferinin destanıdır. Devrimci hareketin önderi olarak ölüme yatmıştır. Önderlik en önde ölmesini bilmekti gerektiğinde. Sıra neferliğiyle önderliğin birleştiği yerdi işte orası. Dayı'nın o direniş sürecinden tarihe kalan bir deri bir kemik halini gösteren resimler, sıra neferliğinin resimleridir.

Diyordu ki:
"Şehitlerimizi anmak, mücadeleyi yükseltmektir. Şehitlerimizi anmak onları adaletsiz bırakmamaktır.

BİR ZİNCİR GİBİ SARIYORLAR ŞEHİTLERİMİZ ETRAFIMIZI. Anadolu topraklarının her metrekaresini sarıyor.
Bizi, her bir mezar taşımıza bağlıyor bu zincir.

Her birimiz, bizi inancımıza bağlayan bu zincirde en sağlam halka olabilmeliyiz.
Bağımsızlık demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin en kopmaz halkalarından biri olabilmek TÜM YAŞAMIMIZIN TEK HEDEFİ OLMALIDIR.
EN SAĞLAM HALKA BEN OLMAYIM diyebilmektir şehitlerin yerini doldurmak.

EN SAĞLAM HALKA BEN OLMALIYIM!
HERKES, HEPİMİZ YAPABİLİRİZ BUNU.
Sıradan değil, en sağlam halka olmak.
Tuz buz etseler de her yanımızı, elimizi kolumuzu kırsalar da, dişlerimizle tutunabilmeliyiz.
Dişlerimizi sökseler, gözümüzle tutunabilmeliyiz bu halkaya.
Beynimizi de söküp alamazlar ya; o bizim.
Her koşulda direnmeyi beynimiz öğretti bize.
Onu kimse alamaz elimizden.
Nefes alıp verdiğimiz sürece, nefesimizle tutunabilmeliyiz bu halkaya.
Beynimiz yerinde durduğu sürece bu halkaya tutunmalıyız.
SON NEFESİMİZE KADAR TUTUNMALIYIZ BU EN SAĞLAM HALKAYA.
Çünkü şimdiye kadar kırılamadı bu en sağlam halka.
Dünyanın en güçlü orduları da kıramadı bu halkayı.
Bu halkayı kıracak en güçlü silahı bulamadı egemenler daha.
BULAMAYACAKLAR DA.
BİZ VAROLDUKÇA BULAMAYACAKLAR.
Emperyalizm var oldukça, diz çökmeyenler, en sağlam halka oldular.
Faşizm varoldukça, ona karşı direnenler en sağlam halka oldular.
Sosyalizm hedefimizden asla vazgeçmediğimiz sürece, hala duruyor olacak en sağlam halka.
O HALKA BİZİZ!
O HALKA ŞEHİTLERİMİZ!
VE HEPİMİZ O EN SAĞLAM HALKA OLABİLMELİYİZ!
OLABİLİRİZ.
BUNA KANIT ŞEHİTLERİMİZDİR.
Bizi koparamazlar.
Koparamadılar şimdiye kadar.
Savaşma gücümüz bu zincirdir.
Zaferimizin garantisi bu zincirdir.
ZAFERİMİZİN GARANTİSİ
HER KOŞULDA DİRENEN, HER KOŞULDA SAVAŞAN, ÖLEN AMA TESLİM OLMAYAN ŞEHİTLERİMİZDİR.
BU ZİNCİRDE HER ŞEHİDİMİZ GİBİ,
KOPARILAMAYAN BİR HALKA OLABİLMEKTİR TÜM DİLEĞİM."
***
Bize düşen onun son vasiyetini ve son dileğini yerine getirmektir. O'nu anmayı, 365 günün her anına yaydığımızda, devrimimizin en büyük gücü olan şehitlerimize layık olmayı, yaşamımızın odağına oturttuğumuzda, işte o zaman O'nun vasiyetini de yerine getirmiş olacağız.
"Ölüm yıldönümümde benim için özel hiçbir şey yapılmayacak. Tüm şehitlerimiz gibi 30 Mart-17 Nisan'da bir sıra neferi gibi anılmak benim en büyük onurumdur. Beni ben yapan bu örgüttür, şehitlerimizdir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder