
Yaşadıklarını belki de ilk kez böylesine bir açıklıkla anlatıyor. O yüzden heyecanlı ama bir yandan da mutlu... Yaratılan korku imparatorluğunun muhafızları tarafından yıllarca sindirilmiş, baskılanmış, kesilmiş ancak şimdilerde yavaş yavaş duyulur olmaya başlayan seslerden biri de ona ait.
Gür kaşları gözlerinin üzerine düşmüş mahsun bakışlı adam, uzatılan mikrafondan sesleniyor. “Babamın kemiklerini almak istiyorum.”
O, 90’lı yıllarda Şırnak, Cizre ve Silopi üçgeninde, yakınları öldürülen binlerce Kürt’ten biri... Hepsi, adaletin yerini bulup suçluların cezalandırılmasının yanında, yakınlarının ölülerini almak ve onları, huzur içinde yatabilecekleri mezarlara gömmek istiyor. Yersiz yurtsuz ölülerinin üzerlerine örtecekleri toprağın biraz da olsa kendi acılarının alevini azaltmasını umuyorlar.
• • •
Güneydoğu’da binlerce aile, ortadan kaybolan yakınlarının bir gün tekrar evinin kapısından girmesini bekledi. Fakat ne dirisine ne de ölüsüne ulaşabildi. Kimsenin kimlik sormaya cesaret edemediği, silahlı, beyaz bir Toros’la devriye gezen kimliği belirsiz insanların arabaya aldıklarının bir daha izine rastlanamıyordu. Hak, hukuk, insanlık... Hepsi ölü bedenlerle birlikte kuyulara atılıp gömülüyordu.
O yıllarda yakınlarını kaybedenler için, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından faili meçhul cinayetler ve yaşanan kayıplarla ilgili soruşturma başlatılması bir umut oldu. İtirafçıların konuşmasıyla ölüm kuyuları açılmaya başlandı. Aralarında, 48 faili meçhul cinayetin işlendiği 93-95 yıllarında, Cizre’de yüzbaşı rütbesiyle bölük komutanı olan eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz’ün ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak’ın da bulunduğu 7 sanık tutuklandı.
Terörle mücadele ediliyor görüntüsü altında çeşitli sebeplerle insanları gözaltına alan, sorgulayan ve öldüren bir grubun oluşturulduğu iddia edilirken itirafçıların verdiği ifadelerin yaşananları doğruladığı görülüyor. Konuyla ilgili ilk duruşma 11 Eylül’de yapılacak. Beyaz Toros’la ölüm kuyularına yapılan yolculukların hesabı, sadece yakınlarını kaybedenler için değil, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, barışa inanan herkes için sorulacak.
• • •
Kürtlere karşı gerçekleştirilen faili meçhul cinayetlerin üzerine gitmek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, Kürt sorununun çözümü için hazırlanan pakete ilişkin verdiği ipuçlarından çıkarabildiğimiz olumlu başlangıcın önemli bir parçası. Kürt meselesinin, vatandaşların demokratik haklarını geliştirip pekiştirilmesi ve nerede yaşarsa yaşasın kendini, devletin eşit ve hür sağlayabilmesiyle çözüleceğine inandıklarını söyleyen Atalay’ın, demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesi ve eşitlik konusundaki vurgusu umut verici.
Bu ülkenin fotoğrafları arasında artık, silah altında ya da dağlarda ölen çocuklarının tabutlarına sarılan anneler olmasın. Beyaz Toros ölümün simgesi, taş atan Kürt çocuklar yıllanmış mahkûmlar olmasın.
İnsanın yaşadığı her yerde haktan söz edilmesi gerektiği unutulmasın. Yaşam yolunda yürürken, yanındakini iteleyen değil, kucaklayan fotoğraflarımız olsun. Artık konuşalım. Silahları indirip konuşalım...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder